İlk yılın dolmasıyla üniversite sınavında yaptığım tek tercih olan istanbul işletmeyi kazanıyorum ve lisedeki iş hayatım kapanıp ,üniversitedeki iş hayatım başlıyor.
Her gün 09.00-17.00 e kadar mağazada ,o saatten sonrada akşam
22.00 a kadar üniversiteye gidiyorum.Gayet keyifli bir şekilde fabrikada
babamın ürettiği ürünleri mağazada satıp hergeçen gün farklı anılar ve
tecrübeler yaşarken Koç Grubu mobilya işlerini organize eden Bürokur
firmasını kapatma kararı alıyor.Bizimde o dönemde işlerimizin % 80 i Koç
holdinge satılıyor.Bu tarihten sonra bizim için ikinci bir dönem
başlıyor.
Her ay yüzlerce masa ,dolap,sehpa vs nin yapıldığı
sorunsuz alıcı artık bütün şirketlerine başınızın çaresine bakın diyor
ve bizim en önemli müşterimizle bağımızı koparıyor.Bunun üzerine ilk
zamanlarda babam toptancılara fason üretimler yapmaya başlıyor.Ama bu
esnaflarla alışılagelmiş düzen yakalanamadığı için sıkıntılı günler
başlıyor.
Firmayı ufaltalım mı farklı şeylermi yapalım derken
,babamı perakendeyle birlikte toptan üretim ve satışıda bizim yapmamız
konusunda ikna ediyorum.Mağazaya aldığım bir pazarlama elemanını bütün
hazırlıklarını yaptıktan sonra bütün Türkiye'yi gez diye
gönderiyorum.Bir hafta sonra elinde bir çanta dolusu siparişle geliyor.
Bir ayı geçmeden İstanbul'dan Van'a kadar 80 e yakın bayimiz oluyor ve fabrika ürün yetiştirmekte sorunlar yaşamaya başlıyor.